Ekonomide gerçekçi temellere dayanan politikaların hayata geçirilmesiyle birlikte enflasyonda baz etkisiyle yükseliş hızında azalma görüldü. Son açıklanan enflasyon verisinde yıllık enflasyon yüzde 51.97’ye gerilerken aylık enflasyonda yüzde 2.47 oranında artış yaşandı. Aylık bazda enflasyonun düşmemesi büyük resim için ideal olmasa da Orta Vadeli Program dahilinde enflasyonun düşeceğine dair beklentiler devam ediyor.
BİST TARİHİ ZİRVESİNDEN SERT GERİLEDİ
Borsa İstanbul Temmuz ayının ortalarından bu yana tarihi yüksek seviyesi olan 11 bin 252 puanı gördükten sonra düşüş trendi içine girdi. 9523 puana kadar düşen BİST bu noktadan toparlanma yaşasa da alımların cansız olması, yabancı işlemlerinin tutarsızlığı BİST’te dalgalı seyire neden oluyor.
DÖVİZ TARAFINDA YÜKSELİŞ VAR
Özellikle ihracatçıları ilgilendiren döviz tarafında yükseliş görülmeye başlandı. Dolar kuru bir süre sabit kalsa da yeniden yükseliş göstermeye başladı. Kur Korumalı Mevduat’ın cazibesini yitirmesi ve ekonomi yönetiminin KKM’yi bitirmek istemesi nedeniyle de KKM’den çıkanlar dövize yönelmeye başladı. Son açıklanan verilerde de döviz mevduatlarında artış olduğu gerçeğini ortaya koymaya başladı.
ALTIN ‘ALTIN GÜNLERİNİ’ YAŞIYOR
ABD Merkez Bankası Fed’in faiz indirimini fiyatlayan güçlü yükseliş kaydetse de faiz indirimini fiyatladığı için daha fazla yükselmeyeceğine yönelik görüşler ortaya atılmaya başlandı. Tarihi yüksek seviyelere ulaşan altının Fed’in faiz indirimi yapmasıyla birlikte nasıl yön izleyeceği merakla bekleniyor.
FONLAR KRİTİK SEYİRDE
Fonlar içinde bulunduğu yatırım grubuna göre hareket etmeye devam ediyor. Bazı fonlar bazlı olup yükseliş tarafında ayrışma gösterse de bazılarında dramatik düşüşler yaşandı. Son dönemde altın fiyatlarındaki yükseliş altın bazlı fonlara kazanç sağladı.
Uzmanlar Borsa İstanbul, dolar, altın, fonlar ve genel ekonomik açıdan değerlendirmede bulundu.
İşte o yorumlar…
Eral Karayazıcı – Inveo Portföy Fon Yönetim Müdürü
“BİST’TE YÜKSELİŞ SÜRECEKTİR”
Doğrusu ben yıla başlarken BIST’in yılsonunda 375-400 dolar bandına (yaklaşık 15 bin puan) ulaşma potansiyeli olduğunu ve buna dünya borsalarında kuvvetli bir ralli yaşanmasının neden olacağını düşünüyordum.
ABD enflasyonunun katılık göstermesi nedeniyle dış iklim ilk yarıyılda pozitif olmadı. Endeksler yatay seyretti.
Ancak BIST pozitif ayrışarak yılın ilk yarısında yüzde 28 artış kaydederek 325 dolara ulaştı.
İki çeyreklik bir rötarı takiben ABD enflasyonu düşüşe geçince 2024 yılının ikinci yarısı dünyada pozitif başladı ancak bu kez BIST negatif ayrışarak Ağustos ayını 288 dolar seviyesinde tamamladı.
Bunda ilk yarıyıl kaydettiği güçlü artış nedeniyle diğer borsalara kıyasla fiyat dezavantajı oluşması ve enflasyon ile mücadelenin kaçınılmaz yan etkisi olan ekonomik yavaşlama belirleyici oldu.
Yılın son 4 ayında ben dünya borsalarında yükselişin süreceğini ve BIST’in de bu akımdan pozitif etkilenebileceğini düşünüyorum.
Ancak bu BIST 100 endeksinin 375 dolara ulaşmasını sağlayabilir mi derseniz iki çeyrek kadar sürebilecek bir rötar riskinin masaya geldiği görüşündeyim.
Çünkü hem dünya borsalarında her ne kadar önümüzdeki 18 ay yükselişin süreceği beklentisinde olsam da ilk 4 ay bu hareketin ne kadarı gerçekleşebilir tahmin etmek güç hem de BIST’in başlangıçta bu harekete ayak uyduramaması pekala mümkün.
Ben bu nedenle 2024 kapanışının 340-350 bandı içinde (13,000 – 13,600) gerçekleşme ihtimalini daha yüksek buluyorum.
“KURLARDA ENFLASYONA YAKIN YÜKSELİŞ BEKLİYORUM”
Altın ılımlı hızla da olsa bir süre daha yükselişi sürdürmeye aday görünüyor. Yılsonunda 2700 dolar, 2025 ilk yarısı içinde 2900 dolar test edilebilir.
Kur tarafında ise Haziran ikinci yarıda başlayan yeni bir trend içine girdik. İki buçuk aydır kurlar enflasyona yakın oranda artış gösteriyor.
Ben bunun süreceğini ancak aylık bazda enflasyon üzeri artışlar gerçekleşse dahi ortalamada mevduatın sağladığı getirinin altında kalan ve enflasyona yakın oranda gerçekleşen bir yükselişin daha olası göründüğünü düşünüyorum.
“BİST YILI 11 BİN 500 – 12 BİN 500 PUAN ARALIĞINDA KAPAYABİLİR”
Cemal Demirtaş – Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı
2024 yılına 7.470 seviyesinden başlayan BIST-100 endeksi, 22 Temmuz tarihine kadar olan süreçte yüzde 50 yükselmişti. Genel olarak, yüksek faiz ortamında, global belirsizliklerin de etkisiyle, kâr realizasyonlarının Ağustos ayındaki geri çekilmeleri tetiklediğini düşünüyoruz. Ağırlıklı olarak Ağustos ayında artan kâr realizasyonlarıyla BIST-100 endeksi son 1.5 ayda yüzde 16 civarında düşüşle 9.500 seviyesine kadar geriledikten sonra, son günlerde dipten alımların katkısıyla yeniden 10.000 puan seviyesini aştı.
23 Ağustos’ta yayımladığımız strateji raporumuza göre 12 aylık BIST-100 endeks hedefimiz 14.000 seviyesindedir ve yüzde 40 civarı bir yukarı potansiyel ifade etmektedir.
Bu yıl sonuna ilişkin bir tahmin yapmak gerekirse, mevcut makro öngörülerimiz ışığında 11.500-12.500 aralığında bir BIST-100 seviyesi öngörüsünde bulunabiliriz.
“DOLARDA 37.72, EURODA 40.37 LİRA TAHMİNİMİZ VAR”
2024 yıl sonu Dolar/TL ve /TL tahminlerimiz sırasıyla 37,72 ve 40,37 seviyeleri. Altın için tahminimiz olmamakla birlikte jeopolitik riskler devam ederken, altın ons fiyatının 2.400-2.500 seviyelerinde seyredebileceğini düşünüyoruz.
“MERKEZ BANKASI ARALIK’TA FAİZ İNDİREBİLİR”
TCMB’nin, Aralık ayına kadar normalleşme adımlarını izlemeye devam edeceğini, enflasyonla mücadelede sonuçların alındığına ilişkin beklentilerin güçlenmesiyle politika faizini düşürme yönünde bir adım atabileceğini, TCMB politika faizine Aralık ayında 250 baz puanlık bir indirimin gelebileceğini düşünüyoruz.
“FAİZ DÜŞERSE HİSSEYE YATIRIM ARTAR”
Faiz indirimleri gelmesinin ön şartının enflasyonla mücadele programının başarıya ulaşması olduğunu gözönüne alırsak, global koşulların da desteklemesi durumunda özellikle hisse senetlerine olan ilginin yeniden artacağını ve 2025 beklentileri somutlaştıkça ve jeopolitik tarafta çok beklenmedik olumsuz bir gelişme olmadıkça -seçici olmak kaydıyla- getiri arayışında olan yatırımcıların ilgisinin, büyüme potansiyeli olan şirketlerin hisselerine yöneleceğini düşünüyoruz.
“FITCH NOT ARTIRIMI YAPABİLİR”
8 Mart’ta Türkiye’nin notu “B”den “B+”ya yükseltilirken, görünümü de pozitif’e revize edilmişti.
6 Eylül’de notu ana senaryoda bir derece artırarak “BB-“ye yükseltip, görünümü de yine pozitif olarak paylaşabilir diye düşünüyoruz. Bu artırımla, yatırım yapılabilir seviyenin 3 derece altında kalsak da -2025 yılında doğru politikaların devam etmesi durumunda- yatırım yapılabilir seviyeye gelmesi de Türkiye ekonomisi ve piyasalar açısından çok olumluya dönüşün yolunu açabilir.
YIL SONU ENFLASYON HEDEFİ YÜZDE 42
2024 yılının 2. yarısında özellikle iç talebin ve ekonominin dayanıklılık testinden geçeceğini, bu süreçte yatırımcıların, ekonomide yavaşlamaya dayanıklı, spesifik hikayesi olan şirketlere yatırım yapmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Ağustos ayından itibaren enflasyonun %62 seviyelerinden %52 seviyelerine gerilediğini görüyoruz. Baz etkisiyle, enflasyonda gerilemenin devam edeceğini düşünüyoruz. Dezenflasyon süreci devam ederken, enflasyonun 2024 sonunda %42, 2025 sonunda ise %28 seviyelerine gerilemesini öngörüyoruz. Ekonomide büyümenin bu yıl %3,2 ; 2025’te ise %4,2 seviyelerde oluşmasını öngörüyoruz. Genel olarak 2024 2. yarıda başlayan normalizasyon sürecinin 2025 ilk yarısına kadar devam edebileceğini ve makro dengelerin oturmasıyla birlikte yabancı yatırımcı ilgisinin de yeniden artacağını düşünüyoruz.
“RASYONEL POLİTİKALARA BAĞLI KALINACAKTIR”
OVP’de rasyonel ekonomi politikalarına bağlı kalınacağının altının çizileceğini ve mâkûl makro ekonomik hedeflerle -ayağı yere basan- bir ekonomi programının ortaya çıkacağını düşünüyoruz. Bu süreçte, yabancı yatırımcı güveni ve genel yatırım ortamında iyileştirme yönünde atılacak adımlar, direkt yabancı yatırımcı ilgisinin ve portföy yatırımcısının ilgisinin artması açısından belirleyici olacaktır.
YATIRIMCILARA FON TAVSİYESİ
Yatırımcılara, özellikle risk profillerine göre varlık sınıfları belirlemelerini ve ağırlıklandırmalarında fayda görüyoruz. Model portföyde, yüzde 25 döviz varlıklar, yüzde 75 TL varlıklara yatırım yapılabilir. Portföylerde %45 hisse senedi, yüzde 30 TL sabit getirili varlıklar, yüzde 10 altın ve yüzde 15 yabancı varlıklarda (hisse, eurobond) değerlendirilebilir.
“UZUN VADELİ HİSSE YATIRIMLARI UYGUN”
Önümüzdeki yıllarda makro istikrar ve düşük enflasyon senaryosuna hazırlıklı olmak üzere, kısa vadeli riskleri yöneterek, uzun vadeli hisse senedi yatırımları için uygun bir dönemde olduğumuzu düşünüyoruz. Bu süreçte de sağlıklı büyüme potansiyeli olan, paylaşımcı, yönetişim ilkelerine bağlı şirketleri yakın izlemeye almakta fayda görüyoruz. Özellikle hisse senedi yatırımcılarının, şirketlere ortak olduklarının bilinciyle seçici olmalarını tavsiye ediyoruz. Hisse ya da fon seçimlerinde de profesyonellerden destek almalarını fakat seçimlerinde özellikle kendi süzgeçlerinden geçirdikten sonra yatırım yapmalarını öneriyoruz
Dr. Erkan Kork- BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı
“BİST İÇİN 15 BİN PUAN HEDEFİ UZAK DEĞİL”
Borsa İstanbul’un yıl sonuna doğru son haftaların aksine daha iyi bir performans sergileyeceğini düşünüyorum. 15 bin puan hedefi uzak bir hedef değil. BIST100 yeniden 10 bin puan seviyesinin üzerine çıktı. Yıl sonu hedefleri hakkında yorum yapmak için henüz erken olabilir fakat piyasadaki iyileşme önümüzdeki haftalarda hissedilir bir boyuta ulaşacak. O zaman pay piyasalarında önümüzü daha net bir şekilde görebileceğiz. Ama ben yine de endeksin 15 bin puan hedefine yakın bir seviyede yılı tamamlamasını bekliyorum.
“TL’YE İLGİNİN YIL SONUNA KADAR ARTMASINI BEKLİYORUM”
Döviz kuru uzun bir süredir yatay seyrediyor ve güçlü bir Türk Lirası var. Yerel paramıza olan ilginin ve cazibenin yıl sonuna kadar daha da artmasını bekliyorum. Son dönemlerde yukarı yönlü bir hareket olsa da, ben yılsonu dolar/TL kurunun 35-36, euro/TL kurunun ise 38 bandında kalacağını düşünüyorum.
“MERKEZ BANKASI FAİZ KARARINI PAS GEÇER”
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda ABD Merkez Bankası’nın 18 Eylül’deki toplantıda faiz indirimine gitmesine kesin gözüyle bakılıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ise faiz kararını 19 Eylül’de duyuracak. TCMB’nin eylül toplantısında da faizi pas geçmesini bekliyorum. Dezenflasyon süreci devam ediyor, baz etkisini görmek gerekiyor bu yüzden faizlere ilişkin tahminlerde bulunmak için henüz erken fakat her şey olumlu kalmaya devam ederse yıl sonunu bir faiz indirimiyle kapatabileceğimizi düşünüyorum.
“ALTIN VE BORSA HAREKETE GEÇECEKTİR”
Dolar ve Euro tarafında kayda değer bir artış olmayacaktır fakat borsa ve altın tarafının hareketli geçeceği kanaatindeyim. Özellikle FED’in faiz indirimleriyle ONS altın tarafında başlayacak yükseliş Türkiye’de gram altına ivme kazandıracaktır. Borsa tarafı ise hala ucuz ve orada büyük bir potansiyel var. Borsa yatırımcısının sonbahar döneminde sevineceğini düşünüyorum. Verilerdeki iyileşmeler pay piyasalarını ivmelendirecektir.
“TÜRKİYE DOĞRU YOLDA İLERLİYOR, FITCH NOT ARTIRIR”
Bu sene Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerde bulunan tüm kuruluşlar not artışı gerçekleştirdi. Fitch de mart ayındaki değerlendirmesinde 12 yıl sonra Türkiye’nin kredi notunu artırmıştı. 6 Eylül’de ise Türkiye ekonomisine ilişkin ikinci raporunu yayımlayacak. Türkiye doğru yolda ilerliyor, veriler olumlu geliyor. Makroekonomik göstergelerdeki olumlu gelişmeler ışığında Fitch’in bir kez daha not artışına gideceğini düşünüyorum.
“EKONOMİ DAHA İYİ BİR SEVİYEYE GELECEK”
Türkiye ekonomisi her geçen gün daha da iyiye gidiyor. Açıklanan veriler, makroekonomik göstergeler ekonomideki toparlanmanın süreceğine ilişkin ciddi ipuçları veriyor. Yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 2,5 büyüdü. Dezenflasyon süreci beklentiler doğrultusunda ilerliyor. Cari açıktaki daralma devam ediyor. Bu konjonktürde ekonominin daha iyi bir seviyeye geleceğini düşünüyorum. 2025 yılı ise Türkiye ekonomisi için asıl toparlanma yılı olacaktır.
“OVP İYİ ÇALIŞIYOR”
Ekonomimizin bugüne kadar gösterdiği performans Orta Vadeli Program hedefleriyle uyumlu oldu. Bu demek oluyor ki program çalışıyor, OVP iyi işliyor. Yeni OVP’nin piyasaya daha fazla güven ve moral verici bir nitelikte olmasını bekliyorum. Programın ayrıca bugüne kadar elde edilen kazanımların korunacağı ve gelecek dönem hedeflerine ulaşılacağına ilişkin net mesajlar vereceğini düşünüyorum. OVP, rasyonel ve şeffaf politikalarla ülkemizi çok daha ileri bir seviyeye taşıyacaktır.
“DEZENFLASYON SAĞLIKLI İLERLİYOR”
Yıllık enflasyon ağustosta yüzde 51,97’ye geriledi. Bu demek oluyor ki dezenflasyon sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Enflasyondaki gerilemenin bundan sonra da hızlanarak sürmesini bekliyorum. Dezenflasyon süreci önümüzdeki süreçte daha hissedilebilir bir seviyeye gelecek. Sonbahar ayları fiyatlardaki düşüşü gözlemlemek açısından önemli. Bu sene yıllık bazda enflasyondaki artış hızının ciddi anlamda gerilediği bir sene olacak.
“YATIRIM FONLARI MEVDUAT ÜZERİ GETİRİ SAĞLADI”
Yatırımcı doğal olarak yüksek getiri elde edebileceği fonlara yöneliyor. Bu sene yatırım fonları hem enflasyonun hem de mevduat faizinin üzerinde getiri sağladı. Bu trendin devam edeceği kanaatindeyim. Hisse senedi fonlarında hareketin süreceğini düşünüyorum. Bununla birlikte girişim sermayesi yatırım fonları tarafında da iyi bir potansiyel var, değerlendirilebilir.
“KISA VADELİ DEĞİL ORTA VE UZUN VADELİ POZİSYONLAR ALINMALI”
Ülkemizdeki yatırımcı sayısı 8 milyonun üzerine çıktı. Yıllarca pay piyasalarının tabana yayılması için neler yapılabilir sorusunun yanıtlarını aradık fakat öyle bir dönem geldi ki sermaye piyasaları kısa sürede derinleşti, tabana yayıldı. Pay piyasalarında işlem yapan yatırımcının yüzde 75’inin yatırımı 50 bin TL’nin altında. Özellikle küçük yatırımcılar alım satım işlemlerini kolaylıkla yapabilecekleri, şeffaf platformlara yönelmeli. Finansal okuryazarlığı yeterli olmayan yatırımcı kendisini incitmeyecek miktarlarda yatırım yapmalı, zirve seviyelerden alım yapmamalı ve panik satışlarından uzak durmalı. Kısa vadeli değil orta ve uzun vadeli pozisyonlar almalı. Mümkünse profesyonellerden de yardım almalı. Bu şekilde daha doğru yatırımlar yapılarak mağduriyetlerin önüne geçilebileceğini ifade edebilirim.
Rıdvan BAŞTÜRK – Baştürk Finansal Danışmanlık Kurucusu
“YÜKSEK FAİZİN EKONOMİYE OLUMSUZ YANSIMALARI VAR”
Yurtiçinde enflasyonu düşürmek için uygulanan yüksek faiz politikasının bir noktada ekonomiye olumsuz yansımaları olacaktı. Bunu bir süredir görmeye başladık. Özellikle sanayi tarafında sıkıntılar mevcut. İşsizlik tarafında ise artışlar izliyoruz. Daha önce atılan yanlış adımların ve uygulanan politikaların bir bedeli olarak ekonomide yavaşlama/soğuma ve istihdamda kayıplar görmeye devam edebiliriz. Bu gelişmeler borsayı baskılayan en önemli unsur oluyor. Yıl sonuna kadar az gibi gözükse de piyasa açısından uzun bir süre var. Bu nedenle kapanışa yönelik bir seviye belirtmenin sağlıklı olacağını düşünmüyorum.
“ALTINDA ALIM FIRSATI BEKLİYORUM”
Dolar kuru son dönemde yukarı yönde canlanma gösterse de yapılan müdahaleler nedeniyle hızı çok yavaş kalıyor. Yıl bitmeden TCMB’den bir faiz indirimi gelmesi durumunda yukarı hareketlerin canlanmasını beklerim. Aynı şekilde euro tarafında da dolar kuruna benzer hareketler olacaktır. Burada EURUSD paritesinin seyri doların mı yoksa euronun mu daha çok getiri sağlayacağını belirleyecektir. EURUSD paritesinde genel resimde aşağı beklentim mevcut. Altın tarafında ise uzun süredir yukarı yönde görüş bildiriyorum. Dönem dönem düşüşler olsa da bu tarz düşüşlerin alım fırsatı vermesini ve yukarı potansiyelin sürmesini bekliyorum.
“TCMB YIL BİTMEDEN FAİZ İNDİRİMİNE BAŞLAYABİLİR”
ABD ekonomisinde özellikle istihdamdaki bozulmayla birlikte Fed’e yönelik faiz indirim beklentileri arttı. Muhtemelen Eylül ayında 25 baz puan indirim gelecektir. Sonraki süreç ise büyüme, istihdam ve enflasyona bağlı olacaktır. TCMB’nin herhangi bir kararının Fed’e bağlı olacağını düşünmüyorum. Uzun yıllardır TCMB küresel gelişmelerden bağımsız kararlar alıyor. Türkiye ekonomisindeki yavaşlama neticesinde TCMB de bir noktada (yıl bitmeden) faiz indirimlerine başlayabilir.
“FAİZ DÜŞERSE DOLAR, EURO, ALTINDA YÜKSELİŞ ETKİSİ OLACAKTIR”
TCMB’nin faiz indirim sürecine başlayacağı ortam önemli olacaktır. Ekonomik büyüme ve istihdamdaki bozulma nedeniyle mi yoksa enflasyondaki düşüş nedeniyle mi indirimler olacak bu konu önemli. Ben enflasyon tarafında baktığımda mevcut şartlarda bir faiz indiriminin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Fakat ekonomideki bozulma derinleşirse TCMB kendini faiz indirimine zorunlu hissedecektir. Faiz indirimi ne şartlarda gelirse gelsin dolar, Euro ve altın için yukarı etkiye neden olacaktır. Borsa için ise işler biraz karışık olur. Ekonomi tarafı toparlanmadığı sürece ilk etkisi negatif olacaktır. İlerleyen süreçte düşük faiz ortamı borsayı pozitif etkileyebilir.
“FITCH NOT TARAFINDA POZİTİF REVİZYON YAPABİLİR”
Türkiye’nin mevcut risk primine (CDS) baktığımızda Türkiye’nin notunun yukarı seviyelerde olması gerekiyor. TCMB’nin sıkı duruşunun bozmamış olması, enflasyon tarafında baz etkisinin de katkısıyla gerileme olması Fitch tarafında görünüm veya nOt tarafında pozitif revizyona neden olabilir.
“NORMALLEŞME SAĞLANMASI ÇOK ZOR OLACAK”
Daha önceki yıllarda uygulanan düşük faiz politikası kur ve enflasyon patlamasına neden olmuştu. Bu süreçte tüm fiyat algılarının değiştiğini görüyoruz. Bu açıdan bir normalleşme sağlanması çok zor olacak ve zaman alacaktır. Bunun bedel ve maliyeti olarak da ekonomide yavaşlama hatta belki resesyon ve istihdamda kayıpları göze almak gerekiyor. Bu süreç yaşanırken TCMB’nin duruşunu bozmaması en önemli konu olacaktır. Daha sonrasında düşen enflasyon ile birlikte işler tekrar rayına oturabilir fakat bunun hemen ve kolay olması beklenmemelidir.
“HANE HALKININ FİYAT ALGISINDA NET DEĞİŞİM YOK”
Ekonomideki yavaşlama ve istihdamdaki kayıplar enflasyonu aşağı çekmek için gerekli şartlardır. Fakat hane halkının fiyat algısında net bir değişim görmüyoruz. Bunu kırmak çok uzun zaman ve çaba gerektirecektir. TCMB’nin enflasyon beklentilerinin de aşağıda olduğunu düşünüyorum. Bu yılı %45-50 arası bir enflasyon ile tamamlayabiliriz.
FON TAVSİYESİ
Küresel ve yurtiçi şartları düşündüğümüzde ekonomilerde yavaşlama süreci mevcut. Bu nedenle sabit getirili fonların payının yüksek olması gerektiğini düşünüyorum. Bunların yanında döviz ve altın eklenmelidir. Hisse payı ise düşük kalmalı ve düşüşler yaşandığında payının kademeli olarak artırılması gerekmektedir.
“YATIRIMCILAR RİSKLİ YATIRIMLARDAN KAÇINMALI”
Hem küresel hem iç tarafta sıkıntıların arttığı bir süreçteyiz. Bu sıkıntılar azalmayıp artarak devam edecektir. Bu nedenle riskli yatırımlardan olabildiğince kaçılmalı ve bu süreçte tasarruflar olabildiğince artırılmalıdır.